Özgüven
Özgüven, çocuğun kendisine duyduğu güven duygusudur. Bu duygu temel olarak 0-6 yaş arasında şekillenmeye başlamaktadır. Özgüven duygusunun gelişmesinde birçok farklı faktör olmasına karşın en önemlisi ve başat olanı anne-çocuk arasındaki bağlanma ilişkisidir. Bireyin doğduğu andan itibaren anne-babasıyla kurduğu ilişki, yetişkinliğindeki kişiliğini ve sonrasında da kuracağı ilişkileri belirlemektedir.
Özgüven Eksikliği Nedenleri Nelerdir?
Ebeveynin, çocuğun duygularına karşı vereceği tepki, çocuğun kişiliğini, çevresindeki insanları nasıl algılayacağını, diğer insanlarla kuracağı ilişkiler konusunda önemli rol oynamaktadır. Eğer çocuk büyürken, ebeveynleri tarafından sevgi dolu bir ortamda büyümüşse, dış dünyayı güvenli görür, güven duygusu oluşmaya başlar ama çocuk yeterince kabul gören, sevgi dolu bir ortamda büyümemişse, önemsenmemiş ve kötü bir çocukluk dönemi geçirdiyse dış dünyayı tehlikeli görebilir ve insanlardan sürekli zarar görebileceği yönünde kuşkulu ve endişeli olabilir. Sevgi ve saygıdan yoksun olarak büyüyen çocuk kendisini değerli göremez, başkaları tarafından da değerli görülmeye kendisini layık göremez ve derinde değersizlik duyguları yaşayarak diğer insanlarla kuracağı ilişkileri olumsuz anlamda etkilenebilir. Çocuk olumlu ve olumsuz duygularını içtenlikle ifade edebildiği, bu duygularının anne babası tarafından kabul edildiği bir ortamda büyümüşse, olumlu duygularının yanı sıra olumsuz duygularını da özgürce, içtenlikle yaşayabilir ve bu da onun kendisine yakınlaşmasını, kendisini daha iyi tanımasını ve kendisine de güvenmesi sağlamaktadır.
Koruyucu ve titiz bir tutum ile büyüyen, çocuğun üzerine çok düşüldüğü, sürekli kısıtlanan, çocuğun davranışlarının kontrol edildiği, çocuğa sürekli olarak müdahalede bulunulan bir ortamda büyüyen çocuğun bireyselleşmesi engellenmiş olacaktır ve bu da onun bağımsız olmasını engelleyecek ve kendisine güven duymayarak sürekli bir yetişkinin varlığına ihtiyaç duymasına neden olacaktır. Kendi hayatıyla ilgili sorumluluk alamayarak, anne babaya bağımlı olacak ve özgüveni gelişemeyecektir. Çocuğun bireysel alanına, kendi ile ilgili kendi kararlarını alabileceği durumlara karşı sürekli bir yetişkinin müdahalesinin olması durumunda çocuğa giden mesaj; “Sen kendin ile ilgili doğrusunu bilemezsin, ne zaman aç olduğunu, ne zaman oyun oynayacağını, ne zaman uykunun geldiğini ben bilirim, bir sorun yaşadığında sen çözemezsin ben çözerim, tek başına yemek yiyemezsin ben yediririm vb.” mesajların gittiği, çocuğun yetişkine bağımlı kılındığı bir ortamda büyüyen çocuk kendisine güven duygusunu geliştiremez Kendisini ifade etmek ile ilgili zorluklar yaşayabilir. Bu tür müdahalelerin olduğu ortamda sözlü olarak söylenmese de davranışlarla giden mesaj; “Sen yapamazsın, sen bilemezsin, sen karar veremezsin” şeklindedir.
Çocukların koşulsuz sevilmeye ihtiyaçları vardır. Koşulsuz sevilen bir çocuğun düşüncesi, “Ben ne yaparsam yapayım sevgilerinden eksilen bir şey olmayacak. Sevmedikleri ben değilim, sevmedikleri sergilediğim bu davranış” şeklinde olacaktır. Anne babasının sevgisinin bir koşula bağlandığını hisseden çocuk kendisine güvenemeyecektir. Gelecekte kendisine ait fikirleri, düşünceleri olamayacak, kendisini ortaya koyamayacak ve başkalarından kolay bir şekilde etkilenecektir.
Başkalarıyla kıyaslanan, mükemmeliyetçi kişilik özelliğine sahip olan ebeveyn ile beraber eleştirel bir ortamda büyüyen çocuk kendisine güven duygusunu geliştiremez. Kendisini sürekli yetersiz hisseder ve aldığı kararlardan, isteklerinden, düşüncelerinden emin olamaz, sürekli olarak onay alma ihtiyacı duyabilir.
Çocuklarda Özgüven Eksikliği Belirtileri Nelerdir?
- Çocuk çekingen, içe kapanık davranışlar sergiler.
- Tek başına yapması gerekenleri yapamayacağını düşünür. Bir yetişkinin varlığına ihtiyaç duyabilir.
- Kendi duygularını ve düşüncelerini ifade etmekte zorluk yaşayabilir.
- Kendisini savunamaz.
- Sorumluluk almaktan kaçınabilir.
- Sosyal ilişkileri zayıftır. Arkadaşlık ilişkisi kurmakta sıkıntı yaşayabilir.
- Sosyal ortamlarda bulunmaktan kaçınabilir.
- Kendi başına karar veremez, karar verme konusunda yetişkine bağımlıdır.
- Çevresindekilerin, öğretmeninin, annesinin babasının tepkilerinden çekinir.
- Rahat bir şekilde iletişim kuramaz.
- İletişim başlatmakta veya sürdürmekte zorluk yaşayabilir.
- Problemlerle baş etme becerisi zayıftır.
- Hata yapmaya ilişkin kaygısı yüksek olur ve hata yapmamak adına girişimlerden kaçınabilir.
Çocuğun Özgüvenini Geliştirmek İçin Neler Yapılabilir?
Çocuğun sağlıklı bir birey olma yolundaki en önemli basamaklarından biri kendisine duyduğu güven duygusudur. Bunun için aileler neler yapabilirler diye bakacak olursak;
Anne-babalar çocuklarıyla fiziksel olarak ayrışabildiği kadar duygusal, psikolojik olarak da ayrılabilmelidir.
Çocuğun yaşına, gelişimine, becerisi ve yeteneğine uygun olarak sorumluluklar verilmelidir.
Çocuğun potansiyelinin ve kapasitesinin üzerinde performans beklentisi içerisinde olunmamalıdır. Aileler çocuğun yeteneği, ilgi alanı, becerisinin olduğu konular üzerinde farkındalık sağlayıp, rehberlik edebilirler.
Çocuktaki olumlu davranışlar ve beceriler takdir edilmelidir.
Çocuk bir problem ile karşılaştığında hemen müdahale edip, koruyucu bir tutum sergileyerek problemi çözmesinin sorumluluğunu çocuğun elinden almamak gerekmektedir. Çocuk problem ile karşılaştığında kendisine ait baş etme becerileri geliştirebilmelidir.
Anne babanın kendisinin hayata karşı duyduğu güven duygusu da çocuğu etkileyebilmektedir. Bu doğrultuda çocuğun içinde bulunduğu ortamda hissedilen herkesin birbirine güvenebileceği, duygularını rahatlıkla ifade edebileceği bir ortam çocuğun güven duygusunu içselleştirmesine olanak tanıyacaktır.
Çocuğun koşulsuz sevildiğini hissetmesi önemlidir. Anne-babanın sözel mesajlarından ziyade, sözel olmayan mesajları çok daha etkili olmaktadır. Büyüdüğü ortamda anne-babanın “ben sana güveniyorum, sen bunu kendin de yapabilirsin, düşüncelerin değerli ve kıymetli” mesajının gittiği yerde çocuk bunu hissedecektir. İyisiyle kötüsüyle her koşulda sevildiğini bilen çocuk değerli hissedecektir. Kendine ait fikirleri ve istekleri olduğunda kendine güveni tam olacaktır ve başkalarının düşüncelerinden kolayca etkilenmeyecek ve kendi sınırlarını çizebilecektir. Çocuğa değerli olduğunu hissettirmenin yollarından bir tanesi, anne-babanın onunla birebir istekli bir şekilde vakit geçirmesidir. Her gün 15-20 dakika ya da haftada birkaç saati çocukla vakit geçirmek için ayrılabilir. Anne-baba bu ayrılan zamanda çocuğun istediği bir şeyi yapabilir, birlikte film izleyebilir, ona hikaye okuyabilir ya da sohbet edebilir. Önemli olan bu ayrılan süre boyunca dikkatin çocuğun ve yapılan aktivite üzerinde olmasıdır.
Çocuklarda özgüven ile ilişkili problemler sıklıkla karşılaşılan konulardan biridir. 0-6 yaş arasını kişiliğin temellerinin atıldığı kritik bir dönem olarak değerlendirdiğimizde, bu dönemde çocuğunuzda gözlemlediğiniz tüm davranışlar önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.