İnsan yapısı gereği sosyal bir varlıktır. Başkalarıyla ilişki kurmaya, iletişime geçmeye, başkalarıyla birlikte yaşamaya ihtiyaç duymaktadır. İnsanın sosyalleşme ihtiyacı erken dönem yaşantılarından itibaren görülmeye başlamaktadır. Bir bebeğin doğduğu andan itibaren ilk ilişki kurduğu kişi annesidir. Bebeğin annesiyle kurduğu ilişki kişinin ömür boyunca insanlarla kuracağı ilişkilerinin temelini oluşturmaktadır. Bu temel ile beraber çocukluk evresi sosyalleşme sürecinin en önemli aşamasını oluşturmaktadır. Bebek doğduğu andan itibaren anne-babası tarafından temel ihtiyaçlarının karşılanmasıyla birlikte sosyalleşmeye başlamaktadır. Bebeklik ve çocukluk dönemlerinde, çocuk yaşının gerektirdiği şekilde çevresindekilerle iletişime geçerek onları tanımaya çalışmaktadır. Sosyalleşme aslında bir öğrenme süreci olduğu için çocuk çevresindeki yetişkinlerin davranışlarını taklit etmektedir ve model almaya başlamaktadır. Çocuk ilk olarak anne-babasını gözlemler ve onların davranışlarını taklit eder.
Günümüzde teknolojik cihazların yaygınlaşması ve bunların aşırı kullanılması çocuklar açısından tehlike de arz edebilmektedir. Teknolojinin günlük yaşamımızda kullanımının artması ve teknolojik aletlerin çocuk ve yetişkin olmak üzere herkes için yaygınlaşması kişilerin sosyalleşmesini olumsuz anlamda etkileyebilmektedir. Ayrıca çocuklar izlediği videolardaki veya oynadığı oyunlardaki karakterlerin de davranışlarını taklit edebilmektedir. Buradaki karakterleri taklit eden çocuk saldırgan veya kontrolsüz davranışlar sergileyebilmektedir. Bu açıdan değerlendirdiğimizde ailenin, özellikle anne-babanın, çevresindeki kişilerin ve çevre koşullarının, kişinin sosyalleşmesinde önemli bir etkisi bulunmaktadır.
Çocukların sosyalleşmesini engelleyen faktörler nelerdir?
Sosyalleşmeyi etkileyen faktörlere baktığımızda, anne-babanın aşırı koruyucu tutumu ve çocuğun insanlarla kuracağı ilişkisinde müdaheleci olmaları, günümüz koşullarında çocuğun denetimsiz ve sınırsız bir şekilde teknolojik cihazları kullanması, değişen yaşam koşullarıyla beraber çocukların diğer çocuklarla iletişime geçebileceği doğal ortamların yetersiz olması ve apartman yaşantısının artması gibi birtakım faktörler sosyalleşme sürecine ket vurabilmektedir.
Çocukların sosyalleşmesi için neler yapılabilir?
Anne-babanın çocuklarla iletişimlerinde kullandıkları yöntemlerin çocukların sosyalleşme becerilerini yapılandırdığını düşündüğümüzde anne-babanın çocuk ile kuracağı sağlıklı, pozitif, güvenli iletişim çocukların kendilerine olan güvenlerini olumlu yönde etkilemektedir. Anne-baba çocuklarına karşı aşırı koruyucu, müdahaleci bir tutum izlememelidir. Çocuğun büyümesine izin vermeyen anne-baba, onu aşırı koruyucu bir ortamda büyüterek çocuğu ile iç içe geçmekte ve onun sosyalleşme sürecini engelleyebilmektedir. Bu durum çocuğun yaşıtlarıyla kuracağı ilişkilerini olumsuz etkilemektedir. Bu tutum neticesinde çocuklar anne-babaya bağımlı olup kendilerini ifade etmekte zorlanabilir ve özgüvenleri düşük olabilmektedir. Dolayısıyla çocukların sosyal ilişkileri de kısıtlı olabilmektedir. Unutulmaması gereken çocukların büyümeleri için gerekli olan hayal kırıklıkları, acı, üzüntü gibi duygularla başa çıkmayı öğrenebilmeleridir. Böyle bir durum söz konusu ise anne-baba olarak bu konuda kişinin bir uzman desteği eşliğinde kendi sürecinden geçmesi ve destek alması önerilmektedir.
Çocuk anaokuluna gönderilebilir. Diğer çocuklarla beraber olabileceği bir ortam sağlanması çocuğa, gözlemleme, taklit etme ve sosyal becerilerini ifade etme fırsatı vermesi açısından önem arz etmektedir.
Çocukların kendi arkadaşları veya çevresi dışında başka insanlarla, yaşıtlarıyla bir araya gelmesi de sosyalleşmelerini olumlu anlamda etkilemektedir. Anne-babanın müdahalesi olmadan çocukların farklı ortamlarda yeni insanlar tanıması sosyal ilişkilerini güçlendirecektir.
Çocuğun sosyalleşmesinde hala sıkıntı yaşanıyorsa bir uzman desteği alabilirsiniz.
Uzman Klinik Psikolog & Aile Danışmanı
Elif DEMİRCİ