Tik Nedir?
Tekrarlayan, kişinin isteği dışında olan, amaçsız ve uygun olmayan hareket ve seslere tik adı verilmektedir. Motor ve Vokal olmak üzere 2 çeşidi mevcuttur. Motor tikler; hareket ile ilişkilidir. Göz kırpma, el-kol hareketleri, dudak ısırma, omuz silkme, burun büzmek, yüz buruşturma, kaş kaldırma vb. şekilde görülmektedir.
Vokal tikler ise, kişinin ses çıkarmasıyla ilişkili olan tiklerdir. Burun çekme, öksürme, boğaz temizleme, öksürme, homurdanma çeşitli sesler çıkartma vb. şekillerde görülmektedir.
Tik Çeşitleri Nelerdir?
Geçici Tik Bozukluğunda, tikler en az dört hafta boyunca aralıksız ortaya çıkmaktadır ve 1 yıldan fazla sürmemektedir. Bir ya da daha fazla motor ve/veya vokal tik ile görülmektedir.
Kronik Tik Bozukluğu birden fazla motor veya vokal tiklerin kişide en az 1 yıl süreyle bir arada bulunmasıdır. Zaman zaman motor ve vokal tikler bir arada görülebilirler. Kişinin işlevselliğini önemli ölçüde etkilememektedir.
Tourette Sendromu, çocukluk döneminde ortaya çıkan, motor ve vokal tiklerle karakterize, kronik nöropsikiyatrik bir bozukluktur. Tourette Bozukluğu tanısı koyabilmek için gerekli koşullar, bir yıldan daha uzun dönem boyunca çoğul motor ve bir ya da birden fazla vokal tikin birlikte birbirinden bağımsız bulunması, bu süre içinde tiklerin görülmediği dönem 3 aydan uzun olmamakla beraber 18 yaşından önce başlamasıdır (APA, 1994: 63-64). Kronik ve geçici tik bozukluklarından farklı olarak davranış sorunları ile birlikte görülmektedir. Tourette Bozukluğu Kronik Tik Bozukluğu’nun daha ağır bir tablosu olarak da düşünülebilir.
Tiklerin Oluşmasındaki Nedenler Nelerdir?
Tiklerin oluşmasında genetik ve çevresel faktörler etkili olmaktadır. Araştırmalar ağırlıklı olarak tourette bozukluğu ve kronik tik bozukluklarının genetik ve nörofizyolojik nedenlerini incelemektedir. Organik nedenlerle ortaya çıkan tikler genellikle kalıcıdır. Psikolojik nedenlerle ortaya çıkan tikler ise genellikle geçicidir. Geçici tiklerde özellikle çocuğun yaşadığı içsel sıkıntıları ve sorunları, bu sorunların kaynakları tespit edilmelidir. Çocuğun sosyal ilişkileri, aile ilişkileri, okuldaki yaşantısı değerlendirilip, bu alanlarda yaşadığı sorunlar çözümlenmelidir. Cezalandırıcı, küçümseyici, kıyaslayıcı davranış ve tutumlar, çocuğun problemlerinin daha çok artmasına sebep olmaktadır.
Tikler genellikle iç gerilim ve çatışmaların öncü ve açık belirtileridir. Stresli ve yorgun olunan zamanlarda artarlar, uyku ve dinlenme anında kaybolurlar (Dalery, 1980). Tiklere neden olabilen psikolojik etkenlere baktığımızda kişinin kaygılı, gergin, huzursuz veya korku içinde olması gibi durumlar görülebilmektedir.
Tiklerin Görülme Sıklığı Nedir?
Zaman içerisinde tiklerde artma ya da azalma görülebilmektedir. Durdurmaya, baskılamaya çalıştıkça kişide görülme şiddeti artmaktadır. Araştırmalar 6-12 yaş aralığındaki çocuklarda ve daha çok erkek çocuklarında görülme oranının fazla olduğunu belirtmektedir. Bununla beraber ilerleyen yaşlarda şiddeti azalabilmektedir. Bu konuda yapılan bazı çalışmalarda tik bozukluğu olan çocuklarda bu bozuklukla beraber obsesif kompulsif bozukluk, öğrenme güçlüğü ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun da eşlik edebileceği tespit edilmiştir.
Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
İlk olarak çocuk için bir nörolog tarafından tıbbi değerlendirme yapılmalıdır. Tike neden olan organik bir bozukluk mevcut ise ilk olarak bu tespit edilmeli ve tedavisi yapılmalıdır. Bunun ardından psikolojik değerlendirme yapılarak psikolog tarafından gerekli görünen alanlarda destek alması uygundur.
Tedavide özellikle davranışçı terapilerden yararlanılmaktadır. Uzman desteği ile beraber aileye bu konuda eğitim verilirken çocuk ile de davranışçı terapilerle çalışmak mümkün olmaktadır.
İlk olarak psikoeğitim verilmektedir. Daha sonrasında kişiye süreç içerisinde ihtiyacı olan gevşeme eğitimi verilmektedir. Çocuğun tiklerinin öncesinde düşünce ve duygusunun farkındalığını artırmaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır ve yaşadığı sorunlarla işlevsel bir şekilde baş edebilmesi için yöntemler belirlenmektedir.
Alışkanlığı tersine çevirme eğitimi, tırnak yeme, tik, parmak emme gibi davranışları ortadan kaldırmak için verilmektedir. Çocuğun yaşadığı rahatsızlıklar gözden geçirilir, bu tiklerin onun hayatında meydana getirdiği zorluklar belirlenir, bu tiklerden neden kurtulmak istediği, hangi anlarda problem oluşturduğu tespit edilir. Sonrasında kişinin farkındalığı tik öncesi ve tik sonrasındaki duygu ve davranışlarını belirleyerek artırılmaya çalışılır. Kişi rahatlama amacıyla problemli davranışı sergilemektedir. Rahatlama ihtiyacı duymasının altındaki neden nedir, kişi hangi olay veya düşünceden sonra bu problemli davranışı sergileme ihtiyacı duymakta gibi durumlar tespit edilir. Farkındalık eğitiminin ardından problemli davranış yerine karşıt bir davranış belirlenir. Tik davranışının yerine bunun karşıtı bir davranış kullanılır. Bu alternatif davranışı belirledikten sonra alışkanlığı yarıda kesmek ya da ortaya çıkışını engellemek için kullanması sağlanmaktadır. Beraberinde gevşeme egzersizleri öğretilmektedir. Stresli, heyecanlı, kaygılı zamanlarda tiklerin arttığı gözlemlenmesi sebebiyle özellikle stresli ortamlarda derin nefes alıp verme gibi basit gevşeme tekniklerinden yararlanmak kişiye yardımcı olabilmektedir. Bunların ardından verilen ev ödevleri ile birlikte kişide alışkanlık kazandırmak amaçlanmaktadır.
Bir başka yöntem olarak, Yoğun tersine uygulama tekniğinde, kişinin sahip olduğu her tik davranışını, önceden belirlenen sürede yoğun bir şekilde günde birkaç kez göstermesi istenir. Buna göre, kişi koşullu yorgunluk oluşuncaya kadar tiki yoğun bir biçimde yineler. Ardından, hastadan dinlenmesi ve uyum sağlayıcı, alternatif davranışı -tiki göstermeme davranışını- göstermesi beklenmektedir.
Psikoterapötik müdahalelerin yanı sıra, kişinin öncelikle ailesi, okul ve sosyal çevresinin tikler hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu bilgilendirme ve yapılan çalışmalar tiklerin büyük oranda azalmasını sağlamakta ve akademik performanslarının, sosyal becerilerinin de gelişmesini sağlamaktadır (Prestia, 2003). Tikler çocukların kontrolü dışında gerçekleşmektedir. Bu yüzden anne-baba tarafından çocuk cezalandırılmamalı ve davranışına odaklanılmamalıdır. Çocuğa tikleri sebebiyle kızılması veya tikli davranışına dikkat çekilmesi, çocuk üzerinde baskı oluşturmakta ve bu da tiklerinin kalıcılığına neden olabilmektedir. Çocuğun kapasitesinin üzerinde performans sergilemesi beklenmesi de çocuğun tiklerini artırıcı nedenler arasındadır. Çocuğun bu konuda bir zorlantı yaşamaması önemlidir. Çocuğun kendisine olan güven duygusunu artırmaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Eğer tike neden olan nörolojik bir neden var ise ilk olarak bu değerlendirilmeli ve tedavi edilmelidir. Eğer tiki meydana getiren durum psikolojik nedenlere bağlı ise bir uzman psikolog eşliğinde kişinin ihtiyacına yönelik belirlenen hedefler ile oyun terapisi, davranışçı terapi gibi yöntemler çalışılmalıdır. Süreçte aileye verilen eğitimler ve danışmanlık ile birlikte kişiye psikolojik tedavi desteği sunulmaktadır.
Uzman Klinik Psikolog & Aile Danışmanı
Elif DEMİRCİ